İnternetsiz bir hayatı anlamlandırmak oldukça zor. Hayatımızdaki hemen hemen her şey için, hatta etrafımızdakilerle bağlantı kurmak için bile kullanıyoruz. İnternet oldukça büyük bir dünya ve dünyada insanların %53’ünden fazlası interneti aktif olarak kullanıyor.[1] Çocuklar ise her zamankinden daha yüksek oranlarda eğitime erişebiliyor.
Her sabah uyanıyorsunuz ve haberleri takip etmek de dahil olmak üzere rutininize başlıyorsunuz. Arkadaşlarınız, ünlüler, spor veya güncel olaylar hakkında haberleri akıllı telefonunuzdan veya tabletinizden takip ediyorsunuz. İşe giderken bile, dinlediğiniz bir podcast var. İşteyken, e-posta gönderiyor, video konferans yapıyor ve arkadaşlarınıza birkaç kısa mesaj gönderiyorsunuz. Hatta ofisinizde web sitesi engeli yoksa, muhtemelen sosyal medya profillerinizi de kontrol ediyorsunuz. Son olarak, eve gidiyor, yemekten sonra Netflix’ten bir film izliyor ve uyumadan önce sosyal medyada son bir kez geziyorsunuz.
Peki, tüm bu rutinin ortasında, bir anda internet ortadan kalkarsa ne olurdu?
İnternetsiz hayatın eksileri
Bazıları, internetsiz bir hayatın olabilecek en iyi şey olduğunu iddia edebilir. Bu kişiler internet bağımlılığının korkunç olduğunu ve Z Kuşağı’nın tek yaptığının tüm gün boyunca Instagram olduğunu düşünüyorlar. Bu elbette tamamen hatalı bir düşünce değil. Araştırmalar, bu tür aralıksız sosyal medya kullanımının hayatı olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor.
-Topluluk Duygusu: Tabii ki, internet olmadan hayatın nasıl zahmetli hale gelebileceğini tartışmak için çok fazla sebep bulunabilir ancak en önemlisi internetsiz hayat, çoğumuz için hayati önem taşıyan “topluluk duygusunu” ortadan kaldırabilir. Örneğin, uzakta yaşayan akraba veya arkadaşlarımızla hasret giderebilmek ve haberleri paylaşabilmek için aylarca yüz yüze gelmeyi bekleyebiliriz. Her zamankinden daha fazla kopuk olabiliriz.
-Daha az bilgi: Google günde birçok kez hayatımızı kurtarıyor. Tüm sorularımızı anında yanıtlayacak Google'ın olmadığı bir dünya hayal edin. Bugün, internetin sunduğu tüm bilgilere erişim sayesinde Dostoyevski’nin tüm eserlerini kolayca okuyabilir veya piramitler hakkında daha fazla bilgi edinebiliriz.
-GPS: Haritaların artık gerekli olmadığı bir zamanda yaşadığınız için şanslı olabilirsiniz ancak onları kullanan insanlar, ne kadar zor olabileceğini bilirler. Başka bir şehre, daha da kötüsü belirli bir sokağa ulaşmanın bir yolunu bulmak için yüzlerce sayfalık buruşuk bir haritaya bakmak zorunda olduğunuz zamanlar internetin olmadığı zamanlardı.
İnternetsiz hayatın artıları
Öte yandan, internetten kopmak kişisel ilişkilerimizde harikalar da yaratabilir. Dikkatimizi dağıtacak bir ekran olmadığı için anı yaşamaya başlayabiliriz.
-Daha fazla aile zamanı: Bugün birçok evde aile zamanı, herkes kendi telefonuyla ilgilenirken aynı odada birlikte oturmak anlamına geliyor. Bu, sevdiğimiz şeyi yapmaya devam ederken birlikte vakit geçirmenin güzel bir yolu olabilir ancak aile ilişkilerine zarar verebilir. Aile zamanlarında telefon kullanımına veya teknoloji tüketimine sınırlar koyarak, birbirinize gününüzün nasıl geçtiğini, hayatınızda neler olduğunu anlatmak ve aile bağınızı gerçekten güçlendirmek için zamanı çok daha iyi kullanabilirsiniz.
-Uyku kalitesi: Avantajlar sadece uyanık geçirdiğimiz zamanla ilgili değil. İnternete bağlı cihazlara olan bağımlılığımız uykumuzu da mahvediyor.
-Azalan kaygı ve mutluluk: Akıllı telefonların, giyilebilir cihazların ve tabletlerin hızlı yükselişi sayesinde bilgiye bir nevi bağımlı hale geldik. Her zaman çevremizde neler olup bittiğini bilmek istiyoruz ve sürekli olarak sosyal medyamızı ve e-postamızı kontrol ediyoruz. Bu, telefonlarımızı her beş dakikada bir kontrol edemediğimiz durumlarda kaygının artmasına neden olabiliyor. İnternetsiz bir hayatta her şeyi bir kenara bırakarak sevdiklerinizle geçirdiğiniz zamanın tadını doyasıya çıkarmaya başlayabilirsiniz.
-Daha fazla iş yaptırın: Hiç gün içinde saatler yetmiyor gibi hissettiniz mi veya tüm zaman nereye gidiyor diye merak ettiniz mi? İnternetsiz bir dünyada tüm bunlar değişebilir çünkü tüm boş zamanınızı online etkinliklerle meşgul etmezsiniz. Sosyal medyada bilinçsizce gezinerek geçirdiğiniz saatler daha verimli kullanılabilir. İnternet erişiminin olmaması, her bildirim geldiğinde dikkatiniz akıllı telefonunuza çevrilmeden sadece görevinize odaklanabilmenizi sağlayabilir.