Sürdürülebilir şehircilik, yalnızca çevre dostu yapılar inşa etmekten ibaret değildir. Bu kavram, şehirlerin ekolojik, ekonomik ve sosyolojik sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlar. Bir şehir, yalnızca fiziksel yapıların ve altyapıların değil, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini de artırmalıdır. Yekta Kopan’ın moderatörlüğünde yapılan bu sohbette, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Cemil Arslan ve WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehir Direktörü Dr. Güneş Cansız, şehircilik ve sürdürülebilirlik kavramları üzerinde derinlemesine görüşlerini paylaştılar.
Gelin, bu bilgilendirici sohbetin detaylarını okuyalım.
Sürdürülebilir şehircilik
Cemil Arslan, sürdürülebilir şehircilik anlayışını şu şekilde tanımladı: “Şehirleri insanlar için tasarlamalıyız. Şehirler, yalnızca araçlar ve binalar için değil, insanların rahatça yaşayabileceği mekanlar olmalıdır.” Arslan, şehirlerin yalnızca yapılaşmaya odaklanmaması gerektiğini vurgulayarak, insanların yaşadığı, etkileşimde bulunduğu ve dinlendiği alanların tasarlanmasının önemini belirtti. Şehirlerin, sadece binalardan ibaret olmadığını; aynı zamanda insanlar ve doğa arasında bir dengeyi sağlamak, sürdürülebilir yaşam alanları oluşturmanın gerekliliğinin altı çizildi.
Güneş Cansız ise sürdürülebilir şehircilik anlayışını şu şekilde özetledi: “Harcadığımız kaynakları yerine koyabilen şehirler tasarlamalıyız. Gelecek nesillerimize kaynaklarımızı miras bırakmalıyız.” Bu amaçla, şehirlerin yalnızca enerji verimliliğine odaklanmasının yeterli olmadığını dile getirdi. Ayrıca, ulaşım sistemlerini bisiklet, yürüyüş yolları ve toplu taşıma odaklı hale getirmek, karbon ayak izini azaltmanın önemli adımları olduğunu ifade etti. Elektrikli araçlar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları da şehirlerin enerji altyapısının daha sürdürülebilir hale gelmesine yardımcı olabileceğinin altı çizildi.
Sürdürülebilir şehirciliğin, sadece çevre dostu ulaşıma değil, aynı zamanda şehirlerdeki binaların enerji verimliliği üzerine de yoğunlaşması gerektiği belirtildi. Güneş panelleri, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları, şehirlerin enerji ihtiyacını karşılarken çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabileceğinden bahsedildi. Bu tür altyapıların, şehirlerin karbon salınımını azaltmak ve enerji bağımlılığını azaltmak adına atılacak önemli adımlar olduğu belirtildi.
Sürdürülebilirlikte katılımcılık ve eğitim
Sürdürülebilir şehircilik hedeflerinin başarısı için toplumun sürece dahil edilmesi gerektiği belirtildi. Sürdürülebilirlik bilincini toplum geneline yaymanın, şehirlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında etkili bir yöntem olduğunu savunuldu. Toplumun bilinçlenmesini sağlamak için çeşitli kampanya ve eğitim çalışmaları düzenlenmesinin faydalarına değinildi.
Sürdürülebilir şehircilik sadece belediyelerin ve yöneticilerin değil, tüm şehir sakinlerinin çabalarını gerektirdiğinden bahsedildi. Cemil Arslan, “Yurttaşların yönetime baskı yapması, talepleri doğrultusunda karar vericilerin hareket etmesini sağlamak çok önemlidir” dedi. Kent sakinlerinin talepleri, karar alıcıların daha adil ve sürdürülebilir politikalar üretmelerine yardımcı olabileceğinin altı çizildi. Bu noktada, vatandaşların çevreye duyarlı şehircilik uygulamaları konusunda bilinçlenmesi gerektiği belirtildi.
Bu bağlamda Güneş Cansız, özellikle çocukların ve gençlerin sürdürülebilirlik konularında eğitilmesinin gerekliliğine değindi. “Çocuklar, ailelerinin davranışlarını etkileyebilir. Bu yüzden onlara çevre bilincini aşılamak çok önemli” dedi. Bu eğitim, sadece teorik bilgilerle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda çocuklara ve yetişkinlere gerçek dünya deneyimleri sunarak davranış değişikliği sağlamayı amaçlaması gerektiğinden bahsedildi. Eğitimin etkili olabilmesi için uygulamalı eğitimlerin ve toplum bazlı projelerin hayata geçirilmesinin büyük önem taşıdığı ve bu yaklaşımın, sürdürülebilir şehircilik kavramının geniş bir kitle tarafından kabul edilmesini sağlayabileceği belirtildi.
Pratik çözümler ve geleceğe bakış
Sohbette, şehirlerdeki mevcut sorunlara dair pratik çözüm önerileri de tartışıldı. Örneğin, bisiklet yolları, yürüyüş parkurları, engelliler için uygun altyapı ve erişilebilir ulaşım gibi temel ihtiyaçların şehir planlamasında ön planda tutulması gerektiği belirtildi. Ayrıca, şehirlerin kentsel dönüşüm süreçlerinde sürdürülebilir normlar benimsemesi gerektiği vurgulandı.
Gelecekte, şehirlerin sürdürülebilirlik açısından dönüşmesi, yalnızca yeni projelerle değil, aynı zamanda mevcut yapılar ve planlamalarla da mümkün olacağı dile getirildi. Sürdürülebilir şehircilik anlayışının benimsenmesi, kentsel dönüşüm süreçlerine yön veren bir paradigma değişikliğini gerektirdiğinin altı çizildi.