Orman yangınları, otlaklar ve ormanlar dahil olmak üzere vahşi alanlara yayılan kontrolsüz yangınlar olarak tanımlanıyor. Bazen ise yangınlar kasıtlı ve kontrollü bir şekilde başlatılıyor.
Orman yangınlarının küresel olarak, insanlar, vahşi yaşam ve ekonomi üzerinde birçok etkisi bulunuyor. Araştırmalar, orman yangınlarının sera gazı emisyonlarının önemli kaynağı olduğunu gösteriyor. Bazı orman yangınları, başta yıldırım olmak üzere doğal bir şekilde başlarken bazıları insanlar tarafından, kazara veya kundaklama ile başlıyor.
Dünya genelinde yangınların sadece yüzde 4'ünün doğal olarak başladığı tahmin ediliyor. Bununla birlikte, insan kaynaklı yangınlara karşı yıldırım kaynaklı yangınların oranı bölgeden bölgeye farklılıklar gösteriyor. Birçok bölge, yağışlı ve kurak dönemler ve tarımsal yakma gibi insan uygulamalarının neden olduğu belirgin orman yangını mevsimleri yaşıyor ancak, diğer bölgelerde de yıl boyunca yangın çıkma riski bulunuyor.
Önleyici çözümler
Yeterli acil durum önleme, hazırlık, müdahale ve iyileştirme önlemleri doğru bir şekilde ve zamanında uygulanırsa, orman yangınlarından kaynaklanan fiziksel ve insani maliyetlerin büyüklüğü azaltılabilir. Riskleri azaltmak ve gerektiğinde etkin bir şekilde yanıt verme olasılıklarının daha yüksek olması için acil durumlarda ihtiyaçları ve zorlukları öngörebilen esnek ve proaktif sistemler oluşturulmalıdır. Bu faaliyetleri şu şekilde sıralayabiliriz:
-Erken uyarı sistemlerini devreye sokmak ve hava kalitesi tavsiyeleri yayınlamak,
-Ulusal politikalar, tavsiyeler ve ulusal acil durum müdahale planları geliştirmek,
-Afet yönetimi için insan kaynaklarının güçlendirmek,
-Toplumun sağlık ihtiyaçlarını ve altyapı hasarını değerlendirmek,
-Yardım malzemeleri ve ekipman stoklarını oluşturmak ve yönetmek,
-Bölgede meydana gelmesi muhtemel acil durumlar ve afetler ile ilgili bilgileri toplamak, analiz etmek ve yaymak.
İki kat daha fazla alan yanıyor
Orman yangını mevsimi, günümüzde birkaç on yıl öncesine göre üç buçuk ay daha uzun sürüyor. Aynı zamanda Batı'da yaşanan yıllık büyük yangınların sayısı da üç katına çıktı. Bu da geçmişe kıyasla iki kat daha fazla alanın yanıyor olduğu anlamına geliyor. Şiddetli sıcaklık ve kuraklık, orman yangınlarını körüklüyor. Uzmanlar, bu ısınma döngüsünü kıramazsak, önümüzdeki yıllarda dünyayı daha fazla ve daha yıkıcı orman yangınları beklediğine işaret ediyor.
Yıkıcı döngüye ne sebep oluyor?
Yangınların başlamasından, kamp ateşi yakmak ve yanan sigaraları atmak gibi insan kaynaklı faaliyetler esas olarak sorumlu olsa da giderek daha da sıcaklaşan hava, ormanları kurutuyor ve yanmaya karşı daha duyarlı hale getiriyor. İklim değişikliğinin önemli bir göstergesi olan yükselen sıcaklıklar, yerden daha fazla nemi buharlaştırıyor, toprağı kurutuyor ve bitki örtüsünü daha yanıcı hale getiriyor. Aynı zamanda, kışın yağan karlar yaklaşık bir ay önce eriyor, bu da ormanların daha uzun süre kuru olduğu anlamına geliyor. Kuraklık ve sıcaklık, artan sera gazı emisyonları ile daha da etkili olurken, özellikle yangın mevsimlerinin uzamasıyla birlikte, önümüzdeki yıllarda daha fazla orman yangını bekleniyor.
Bu döngüyü kırma ve daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerleme gücüne sahibiz. İklim değişikliğinin daha da kötüleştirdiği yıkıcı yangınları ve diğer hava felaketlerini önlemek, gezegenimizi ısıtan sera gazı emisyonlarını azaltmak için birlikte çalışmamız gerekiyor. Günlük yaşamınızda nasıl orman dostu olacağınıza dair farklı yolları keşfetmek istiyorsanız “Ormansızlaşmaya Son: Günlük Alışkanlıklarınızı Değiştirmenin Basit Yolları” başlıklı yazımızı mutlaka okumalısınız.