Fortune Tech Feature: Sanal Alışkanlıklarımızın Çevre Üzerine Etkileri

Dünyamızda arama motorlarından yapılan her bir arama sorgusu, yayınlanan her şarkı veya video, gönderilen her  e-posta, giderek artan küresel elektrik talebine ve artan karbon emisyonlarına katkıda bulunuyor.

Dijital araçlara artan bağımlılığımız, görmezden gelinmesi, giderek zorlaşan çevresel bir etki yaratıyor. Bu podcastimizde hayatın artık ayrılmaz bir parçası olan sanal alışkanlıkların çevre üzerindeki etkilerini konuşacağız.

Dijitalleşmenin etkileri

Akıllı telefonların, uygulamaların, bilgi platformlarının, çevrimiçi bankacılığın, çok sayıda müzik ve filmin, hemen her yerde, günün her saati parmaklarımızın ucunda olduğu bir hayat yaşıyoruz. Dijitalleşmenin vazgeçilmez hale gelmesi yalnızca günlük yaşamda değil, tarım ve sanayide yenilenebilir enerjilere geçişte ve şehirlerin geleceğinde giderek daha önemli bir rol oynuyor.

Aynı zamanda dijitalleşme, iklim değişikliğiyle mücadele ve çevreyi korumak için de yeni çözümler sunuyor. Ancak dünyanın her yerine gönderip aldığımız verileri, fiziksel olarak göremediğimiz veya dokunamadığımız için sanal dünyanın çevre üzerindeki etkileri gözden kaçabiliyor.

Enerji tüketimi sürekli artıyor, akıllı cihazlar tartışmalı koşullar altında üretiliyor ve kısa ömürlerinin sonunda toksik elektronik atık olarak çevreye geri dönüyor. Bu da çok önemli bir soruyu gündeme getiriyor. Sanal alışkanlıklarımız daha yeşil ve daha adil bir dünyaya giden yolda bize yardımcı olabilecek mi? Yoksa dijital araçlara karşı artan bağımlılığımız sonucunda iklim değişikliği ve gezegenin yok olması için bir hızlandırıcı mı olacak?

Dünya nüfusunun yarıdan fazlası artık çevrimiçi

Uzmanlara göre dijital teknolojilerin küresel karbon emisyonlarındaki payı yaklaşık %4'e yükseldi. Tahminlere göre havacılık sektörünün payı %2,5 civarında. Bu, dijital teknolojilerin artık daha fazla karbon emisyonuna sebebiyet verdiği ve küresel ısınma üzerinde tüm havacılık endüstrisinden daha büyük bir etkiye sahip olduğu anlamına geliyor.

Her bir arama sorgusunun yaklaşık 1.45 gram karbon emisyonu yaydığı tahmin ediliyor. Günde yaklaşık 50 arama sorgusu yapmak için bir arama motoru kullanırsak bu yılda 26 kilogram karbon emisyonu anlamına gelir. Bireysel düzeyde kulağa fazla gelmese de dünya çapında oldukça büyük bir rakam olarak karşımıza çıkıyor.

Müzik ve video etkisi

İnternetteki muazzam güç tüketiminin en büyük nedenlerinden biri de müzik ve video akışı. Yapılan bir araştırmaya göre tüm verilerin %80'i internet üzerinden hareketli görüntüler şeklinde akıyor.

Video akışının yüksek sera gazı emisyonlarına neden olduğu biliniyor. Ama bunun ne düzeyde olduğu bilinmiyor. Ancak çevrimiçi yayınlanan ve izlenen videoların yıllık ortalama karbon emisyonunun 300 milyon tondan daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Müzik akışı hizmetlerinin ise 2015 ve 2016 yıllarında yaklaşık 200 ila 350 milyon kilogram seragazı yaydığı belirtiliyor.

Kripto para birimlerinin etkisi

Akıllı telefonlarla internet kullanımı da en fazla güç tüketimine sebep olan eylemlerden bir diğeri. Çoğu kripto para birimi de büyük miktarda enerji tüketiyor. Bunun bir örneği muhtemelen en iyi bilinen dijital para birimi olan Bitcoin.

Yapılan hesaplamalara göre tek bir Bitcoin işlemi yaklaşık 819 kWh tüketiyor.  Aynı miktarda enerji 150 watt'lık bir buzdolabını yaklaşık 8 ay çalıştırabilir. 2018 yılında Munich Teknik Üniversitesi tüm Bitcoin sisteminin yılda yaklaşık 22 megaton karbondioksit ürettiğini belirledi. Çevreye bu derece etki eden sanal alışkanlıklarımızı bu çerçevede değerlendirip gerekli önlemleri almamız gerekiyor.

Çevre üzerindeki etkiyi azaltmak için yapılabilecekler

Gündelik olarak kullandığımız arama motorlarının kullanım seviyesini azaltmak için sekme sayısını en aza indirmeye çalışmalı. Sık ziyaret edilen web sitelerine ulaşmak için yer imlerini veya adres bağlantılarını kullanmalıyız.

Sosyal medyada yapacağımız paylaşımları yaparken çevre üzerindeki etkilerini unutmamamız ve buna göre paylaşım yapmamız gerekiyor. E-posta kutumuzdaki gereksiz ve istenmeyen mailleri silmeli, gereksiz cc ve bcc'lerden kaçınmalıyız.

Video izlerken veya müzik dinlerken dosya indirmenin her zaman çevrimiçi akıştan daha az güç kullandığını unutmamalı ve bunu mümkün olduğunca uygulamaya geçirmeliyiz. Ve son olarak kullandığımız cihazların ömrünün sonunda çevremize e-atık olarak döneceğini bilmeli, daha verimli cihazları tercih edip eğer mümkünse cihazların kullanım süresini uzatmalıyız.

İlginizi Çekebilir

Yükleniyor...
Yükleniyor