Sürdürülebilirlik Sohbetleri'nin 27 Temmuz akşamı saat 21.00'de yayınlanan 20. bölümünde, suyun geleceği ve sürdürülebilirlik arasındaki hayati bağ masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Yekta Kopan'ın üstlendiği programa konuk olan Prof. Dr. Halim Orta ve TURMEPA Çevre Projeleri Yöneticisi Dağhan Mehmet Yazıcı, suyun önemini ve su kaynaklarının korunmasının aciliyetini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu.
Gelin, bu bilgilendirici sohbetin detaylarına göz atalım.
Sürdürülebilirlik Sohbetleri'nin 52. bölümü, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin gölgesinde kalan suyun geleceği ve sürdürülebilirlik arasındaki hayati bağa odaklandı. Moderatör Yekta Kopan'ın sorgulamaları eşliğinde, Prof. Dr. Halim Orta ve TURMEPA Çevre Projeleri Yöneticisi Dağhan Mehmet Yazıcı, suyun önemini ve su kaynaklarının korunmasının aciliyetini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu.
Su sorunu: Bugünün ve geleceğin sorunu
Programın açılışında Yekta Kopan, suyun sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de yaşamını sürdürebilmesi için ne kadar kritik olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Halim Orta ise meteorolojik ve zirai kuraklık kavramlarını açıklayarak bu yıl yaşanan yağış düşüklüğünün tarımsal üretimi nasıl etkilediğini gözler önüne serdi. Özellikle buğday rekoltesindeki düşüşün Türkiye'nin gıda güvenliğini nasıl tehdit ettiğini de belirtti.
Yekta Kopan, Prof. Dr. Orta'nın açıklamaları üzerine, suyun sadece bir sorun değil, aynı zamanda bir ekonomik ve sosyal mesele olduğunu ifade etti. Suyun fiyatlandırılmasının önemine dikkat çekerek, suyun değerinin toplum tarafından daha iyi anlaşılması gerektiğini vurguladı.
Dağhan Mehmet Yazıcı ise su tasarrufu ile denizlerin korunması arasındakiilişkiyi vurgulayarak, iklim değişikliğiyle mücadelenin önemini anlattı. Denizlerin, oksijen üretimi ve karbon emilimi yoluyla iklim değişikliğinin etkilerini azaltmada kritik bir rol oynadığını belirterek, su kaynaklarının korunması için denizlerin korunmasının da elzem olduğunu ifade etti.
Bireysel ve toplumsal adımlar
Programda, bireysel olarak su tasarrufu için neler yapabileceğimiz konusunda da önemli ipuçları verildi. Daha az su tüketen teknolojilerinkullanımı, suyun tekrar kullanımı, daha kısa duşlar almak gibi basit ama etkili önlemlerle su ayak izimizi azaltabileceğimiz vurgulandı. Yekta Kopan, bireysel çabaların yanı sıra, toplumsal bilincin artırılması ve suyun daha verimli kullanılması için politikaların geliştirilmesi gerektiğini de ifade etti.
Prof. Dr. Orta, 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyara ulaşması beklenirken, su kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeğinin, gelecekte su kıtlığı yaşanabileceği endişesini doğurduğunu belirtti. Bu noktada suyun adil ve bilinçli bir şekilde kullanılmasının önemine dikkat çekerek, suyun bir lüks tüketim değil, yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olduğunu hatırlattı.
Programın sonunda, TURMEPA'nın çevre eğitimleri ve farkındalık çalışmaları hakkında bilgi verildi. TURMEPA'nın özellikle genç nesillere yönelik çevre eğitimleri, sürdürülebilir bir gelecek için umut vaat etti.
Yekta Kopan, programı kapatırken, suyun geleceği için hepimizin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemiz gerektiğini vurguladı. Su tasarrufu ve bilinçli su kullanımı konusunda daha fazla bilgi edinmek ve harekete geçmek için izleyicileri TURMEPA'nın çalışmalarını takip etmeye davet etti.