Sanal prodüksiyonun gelişmesi ve daha çok kullanılmaya başlaması, içerik üretimi alanında adeta bir devrim oluşturuyor. Hepimizin bildiği gibi, pandemi yeni bir dönemin bitişi ve başlangıcı oldu. Bu süreçte hayatı kolaylaştırmak, daha ucuz hale getirmek ve birçok şeyin uzaktan da erişilebilir olmasını sağlamak için önemli teknolojik çözümler sunuldu ve yenilikler yapıldı.
Sanal prodüksiyon, canlı aksiyon dünyası ile dijitalin buluştuğu temas noktasıdır. Canlı prodüksiyon ile görsel efektler arasındaki engelleri ortadan kaldırır, böylece aynı anda birlikte çalışmalarını mümkün kılar. Sanal prodüksiyon kullanılarak, daha az çaba ve daha düşük bütçelerle yüksek kaliteli içerik oluşturma şansı yakalanabilir ve neredeyse sınırsız bir yaratıcılık ortamı oluşur. Sanal prodüksiyon ile her yer bir diğerine dönüştürülebilir. Örneğin boş bir çöl kalabalık bir şehir haline gelebilir ve temelde her senaryo, post prodüksiyonun uzun süreli kullanımına gerek kalmadan dijital interaktif setler veya LED duvarlar kullanılarak dijitalleştirilebilir ve oluşturulabilir.
Bu tür bir teknoloji, sanal dünyalarda sanal avatarlar olarak yaşadığımız yeni internet devrimi olan oyunların, filmlerin, herhangi bir 3D içeriğin ve hatta bir meta verinin oluşturulmasına izin veren belirli platformlar sayesinde mümkündür. Sanal prodüksiyon bağlamında, aktörler sanal nesneler ve çevre ile doğrudan etkileşime girer ancak bu sadece buzdağının görünen kısmıdır. Bu yazımızda sanal prodüksiyonun ne olduğunu ve neden büyük bir devrim olarak göründüğünü yakından inceledik.
Sanal Prodüksiyon ile geleneksel VFX arasındaki farklar
Sanal prodüksiyon, üretim öncesi aşamadan başlar. Geleneksel görsel efektler (VFX) ile karşılaştırıldığında sanal prodüksiyon, en başından itibaren onu tamamen farklı kılan çeşitli yönler sunar. Sanal prodüksiyonu kullanma süreci, içeriğin nasıl görünmesi gerektiğine dair ilk bakışa sahip olunabilecek üretim öncesi aşamada başlar. Bu işlemin yeşil ekran gibi geleneksel yöntemleri kullanarak yapılması temelde imkansızdır. Sanal prodüksiyon ile belirli yerlere gitmeye, doğru imajı bulmak için zaman harcamaya ve son görünümün düşünüldüğü gibi çıkmasını beklemeye gerek kalmaz.
Gerçek zamanlı prodüksiyon
Sanal prodüksiyon, yaratılması amaçlanan görsel dünyayı gerçekleştirmek için bu zamana kadar hep gerekli olan uzun post prodüksiyon sürecini keser ve yüksek kalitede deneyimler yaratmaya olanak tanır. Aslında, gerçek zamanlı görünüm tüm deneyimi daha hızlı hale getirir, çünkü olası değişiklikler o anda sette uygulanabilir hale gelir.
Sanal prodüksiyon ile yeşil ekran veya LED duvar kullanmaya gerek kalmaz
Sanal prodüksiyonun en büyük devrimlerinden biri, söylendiği gibi daha hızlı olmasıdır. Tüm üretim süreci sanal olarak yapıldığından, bazı durumlarda yeşil ekran veya LED duvar kullanımına gerek kalmayabilir.
Yeşil ekran kullanmamak, görüntünün daha gerçek ve daha doğru olmasını sağlarken, doğru aydınlatma ve renklerle ilgili ortaya çıkabilecek kopukluk hissi konusunda da daha az endişe yaşamak anlamına gelir. Bu aynı zamanda, ortamın nasıl olduğunu gerçek zamanlı olarak görme olanağına sahip olan aktörlere de fayda sağlar ve böylece oyunculuk süreci kolaylaşır ve daha gerçekçi görünür.
Birden fazla yapım için aynı varlıklardan yararlanma
Sanal prodüksiyona adanmış araçlar giderek daha sofistike hale geliyor ve daha gerçekçi kalite seviyesine sahip oluyor. Prodüksiyon şirketleri, 3D varlıkları birden çok amaç için kullanmalarına izin verdiğinden sanal prodüksiyonu giderek daha fazla tercih ediyorlar. Örneğin, aynı ortamda hem film hem de o filmin video oyununu yapabiliyorlar ve bu da kesinlikle uygun maliyetli bir çözüm sunuyor.
Sanal prodüksiyon, daha düşük bütçelerle yüksek kalite demektir
Doğru yerleri bulma, belirli sahneleri çekmek için belirli bölgelere taşınma veya çok sayıda ekip barındırma ihtiyacı, sanal prodüksiyon sayesinde artık yapımcıların taşıması gereken bir yük olmaktan çıkıyor. 3D teknolojileri ve sanal prodüksiyon ile iş yükü hafifliyor ve böylece bütçeler önemli ölçüde azalıyor.
Düşük maliyetler sanal prodüksiyondan yararlanabilecek şirketlerin sayısını artırdığından, bu aslında oldukça önemli bir devrim niteliğinde. Daha küçük şirketler bile artık sanal prodüksiyonun kolaylıklarını deneyimleyebilir ve yüksek kaliteli nihai ürünlere sahip olmayı hedefleyebilir.