Girişimcilik ekosisteminin hızla büyüdüğü günümüzde, tarım sektörü inovatif yaklaşımlarla dönüştürülüyor. Agcurate, tarım sektörüne özel sunduğu uydu tabanlı veri analitiği çözümleriyle dikkat çeken bir girişim olarak öne çıkıyor.
Bu bölümde, Agcurate’nin tarım sektörüne sunduğu inovatif çözümleri ve Osman Baytaroğlu'nun girişimcilik deneyimlerini dinliyoruz. Uydu teknolojileri ve yapay zekâ algoritmaları ile tarım sektörüne yenilikçi yaklaşımlar getiren Agcurate, tarım alanlarında hassas veri analizi ve kırsal iş zekası çözümleri sunuyor. Girişimcilik ekosistemine ilham verecek bu keyifli sohbeti kaçırmayın.
Serkan Ünsal: Herkese merhaba, Code Yapı Kredi Girişimcilik Sohbetleri’nin 11. bölümüne hoş geldiniz. 2021 yılının ilk programında konuğum Agcurate Kurucu Ortağı Osman Baytaroğlu. Osman hoş geldin.
Osman Baytaroğlu: Merhaba, hoş bulduk.
Osman Baytaroğlu kimdir?
Serkan Ünsal: Kendini bir kısaca tanıtır mısın? Osman Baytaroğlu kimdir?
Osman Baytaroğlu: Hayata Bulgaristan'da merhaba dedim. Ama büyüme komple Türkiye'de, Ankara'da oldu. Ankara Türk Anadolu Lisesi'nden mezun oldum. Sonrasında ODTÜ elektronikte 2007'de ODTÜ elektroniğe girdim. 2012'de mezun olana kadar derslerin yanı sıra aslında girişimciliğe yavaş yavaş adım atmaya başlamıştım. Üniversite hayatında örneğin Bedavadersaneisimli bir kısa bir gelişimimiz oldu.
Tabi o zamanlar start-up konsepti çok yeniydi. Hatta Türkiye'de pek bilinmiyordu. Kendi zorlandığımız problemden yola çıkarak herkesin bütün mühendislerin ve temel bilimlerin ortak noktası olan fizik ve kalkülüs dersleri için biraz öğrencinin gözünden biraz eğlenceli videolar çekiyorduk. Güzel de feedback almıştık ama o zaman için çok yönetemedik ve kapattık. Sonrasında bambaşka bir şeye evrildi gerçi. Ekip içerisinden bir arkadaşımız devam etti.
Yine üniversitenin son yıllarında enerjisini güneşten alan bir ev tasarlama ve inşa edip sonrasında işte bunu sergileme yarışmasının Çin'deki ayağına, 2013'teki Çin'deki ayağına kabul olan ODTÜ takımının lideriydim. Bunun gibi deneyimlerle aslında biraz üniversite hayatını tamamladım. Sonrasında çok fazla kurumsal adım atmadan da girişimciliğe devam ettim. Yaklaşık 10 yıllık bir girişim tecrüben olduğunu söyleyebilirim farklı girişimlerde. Tarım sektörü olsun ulaşım için akıllı trafik çözümleri olsun bu alanlarda bir geçmiş var. Bir adet sektör içerisine akıllı ulaşım çözümleri için bir exit var. Şimdi de 2021'in ikinci yarısından itibaren de Agcurate var.
Serkan Ünsal: Ben yayından önce konuşmuştuk. Ben de ODTÜ elektrik elektronik mezunuyum. Hiç elektronikle uğraştın mı? Peki mesela ben hiç uğraşmadım.
Osman Baytaroğlu: Başlarda çok kısa. Özellikle kendi işimizle ilgili ufak tefek şeyler yaptım ama yani hani gerektiği zaman yardım edebilmek adına. Yoksa hiçbir zaman yani mezun olduğumdan beri hiçbir noktada asıl işimle asıl odaklandığım olan elektronik olmadı maalesef.
Serkan Ünsal: Peki kurumsal hayat niye düşünmedin? Bir kısa bir süreli kurumsal hayat gördüm dedin ama hani uzun vadeli niye kalmadın? Girişim ekosisteminde birçok şey oluyor. Hani exitler, yatırımlar hani onlar mı cazip geldi yoksa daha böyle içsel bir sebeple mi girişimci oldun? Yani ben girişimci olmalıyım bir kurumda sabah 8 akşam 5 çalışamam mı dedin? Ama oradaki motivasyon neydi?
Osman Baytaroğlu: Aslında biz biraz internet ilk yaygın kullanıldığı dönemlerde yetişen jenerasyonduk. Biz lisedeyken işte çok sınırlı sayıda web sitesine işte arkadaşlarla bir araya gelir. İşte izlerdik işte komik videolar falan daha ilk defa yapılan şeyler. Ve sonrasında biraz biraz bu fikirlerin bizim tarafından da bizim tarafımızdan da aslında yapılabileceğini gördükçe ve aradığımın sadece hani bir maddi motivasyon değil aynı zamanda manevi bir motivasyon, dünyaya bir katkı yaptığım işlerde işte sürdürülebilir bir parça olması gibi kısımları da değerlendirdiğimde hani en iyi etkiyi bu şekilde yapabileceğimi düşündüm. En mutlu da bu şekilde olabileceğimi düşündüm. Zor bir yanı olduğunun farkındaydım. Sonradan tabii ne kadar zor olduğunu her o zamanlar tahmin edemiyordum ama yine de yaptığım bu karardan çok memnun oldum.
Serkan Ünsal: Yine ürüne gelmeden önce ben yine okulla ilgili bir şey sorayım. Ben 2000 mezunuyum hani benim zamanımda start-up değil hani girişim kelimesi bile konuşulmazdı. Sen okurken hani bir etkinlikler, girişimcilik meetupları gibi şeyler var mıydı? Onlar etkili oldu mu onu anlamaya çalışıyorum.
Osman Baytaroğlu: Yani aslında ufak tefek bazı çalışmalar vardı. Mesela ODTÜ'de GGT vardı Genç Girişimciler Topluluğu. Ve ben de birkaç toplulukta üyeydim. IEEE’e üyeydim. Biraz E-Stack'in elektronik mühendislerinin Avrupa çapında bir topluluğu var. Ona kısa süre üye oldum. O topluluklarda belirli başlı takım geliştirme ve takım oyunları gibi çeşitli etkinlikler keyifli oluyordu. Orada biraz şeyde anlaşılıyordu.
İnsanlarla nasıl bir arada çalışılır, birlikte çalışılır. Yani kısa belki etkinliklerde ama hani güzel bir etkisi, güzel bir faydası oldu. Ki örnek veriyorum IEEE'den elde ettiğim çevreyle zaten ciddi anlamda iş hayatında da muhatap oldum. Yine ODTÜ'den 2000'lerden işte 2000'lerin ortasından birçok hem ODTÜ elektronik hem IEEE ve IEEE'de olan ve birlikte iş yaptığımız, birlikte bir şeyler yapmaya çalıştığımız insanlar da var. Böyle bir ciddi bir network etkisi var. Ama o dönemde hani çok fazla rolma doğru olacak şey de yoktu açıkçası. Biz biraz körlemesine girmiştik. O yüzden zaten ölçeklenebilir bir iş modeli nedir bilmediğimiz için mesela bedava derslerinde komple işin şeyine kaymıştı birazcık. Keyifliydi videonun böyle kaliteli olmasına, işte gerçekten öğrenciyi iyi anlamasına çok keyifliydi. Ama mesela bir saatlik videoyu çekmek böyle günler haftalar alıyordu. Hani zor bir süreçti. Öğrenerek ilerledik. Şimdi tabi günümüzde bambaşka bir hayata bakıyoruz.
Serkan Ünsal: Peki hiç ünlü bir girişimci falan gelmiş miydi? Çünkü ben bir yandan onları çok sorguluyorum da hani inspire olduğun yani atıyorum Nevzat Aydın gibi bir isim gelmiştir. Çok etkilenmişsindir. Hani o tip şeyler oluyor muydu? Özellikle Ankara'da yani sadece ODTÜ değil de sanki onun biraz eksikliği var gibi. Genel olarak şeyde İstanbul dışındaki şehirlerde.
İstanbul'da benim gördüğüm veya Ankara'dan bakarak gördüğüm aslında Ankara'dan tecrübe ettiğim şey. İstanbul'da mesela bu start-up kavramı daha erken yerleşti. Bizde Teknokent'te işte şey Business Angel Network vardı. Atom gibi hızlandırıcılar vardı ilk oyun hızlandırıcılarından ki çok güzel firmalar çıktı içerisinden. Ama ki ben orada mesela staja da başvurmuştum. O zamanlar dahi böyle birazcık o tarz şeyleri seviyordum. Ama şey böyle aklımda kalan böyle ünlü bir hani rol modeli olabilecek bir girişimciyle işte söyleşidir, bu tarz bir şey olmamıştı. Evet yani daha çok Teknokent ve işte şey topluluklardaki öğrenciler olarak kendi çapımızda biraz bazı şeyleri keşfediyorduk diyelim.
Agcurate nedir?
Serkan Ünsal: Ürüne gelelim, girişime gelelim daha doğrusu. Agcurate nedir, ne iş yapar, nasıl çalışır? Biraz ondan bahsedebilir misin?
Osman Baytaroğlu: Tabii. Öncelikle problemden bahsedeyim. Çünkü aslında ve hikâyeden bahsedeyim aslında bunun ciddi bir ilişkisi var. Tarım sektörüyle biraz içli dışlı olmam oldukça geriye gidiyor 2015'e kadar sanırım. O dönemde işte görüntü işleme ve biraz makine öğrenmesi algoritmalarıyla bazı şeyleri yapılabileceği ortaya çıktığında işte akademisyenlardan bir iletişime geçtiler bizimle. Ve işte uydu görüntülerinin tarımda aslında oldukça faydalı oldu. Hatta uydu görüntülerinin işte tarımda kullanılması için ziraat fakültelerinde işte uzaktan algılama denilen bir ana bilim dalı, işte laboratuvarlar olduğunu öğrendik. Ve orada yapılan çalışmalara baktığımızda birçok şeyin otomatize edilebileceği ve yüksek hassasiyetle yapılabileceği ortaya çıktı. Burada çok fazla işte o 2015'den beri bahsettiğim hikayede çok fazla deneme yanında var, çok fazla pivot var.
İlk başta işte yani bakanlığın işine yarayabilir, bu biz tarım alanlarını tespit edersek gibi bir şey başladı. Sonra işte çiftçilerin işine yarayabilir diye devam etti. Ama geldiğimiz noktada baktığımızda tarımda inovasyon özellikle çiftçilerin hassas uygulamalar yapması noktasında ve aralarının tarım alanlarını gözlemesi noktasında odaklanmış durumda. Bu kesinlikle önemli ama problemi çözen tek yani odak noktası burası değil. Bu tedarik zincirinde çiftçilere hizmet sağlayan, ürün sağlayan işte tarımsal girdi firmaları ya da çiftçilere finansman ve sigorta sağlayan bankalar ve sigorta kuruluşları ya da çiftçilerin ürünlerini alarak bize gıda sunan kuruluşların da şey ciddi anlamda kırsal bilgi eksikliği yaşadığını fark ettik.
Örnek veriyorum biz şimdi yediğimiz yemekler belki binlerce kilometre öteden gelen tarım ürünleriyle gıdaya dönüşüyor. Biz bunun çok farkında değiliz. Aynı şekilde kuruluşlarda kurulunlarda bu konuda oldukça eksik olduğunu bu konuda oldukça ihtiyaç içerisinde olduklarını ancak bu ihtiyacı giderecek çok kolay ölçeklenebilir yöntemlere sahip olmadıklarını gördük. Güncelde bilgiler eksik olabiliyor, yeterince hassas olmayabiliyor, geç gelebiliyor yani sezon sonunda veya istatistikler bir sonraki sezon geliyor ama birçok karar verilmiş oluyor esnada.
Yani operasyonel kararlar alınıyor, riski de yüksek oluyor bu sebepten. Ya da işte kolaylıkla sunulamadığını en sonunda gördük ve biz bu problemleri çözmek adına uydu teknolojileri ve kendi geliştirdiğimiz 6 ay içerisinde sıfırdan geliştirdiğimiz makine öğrenmesi algoritmalarımız ile tarım alanlarını gözlemleyip bununla ilgili hem yüksek hassasiyette hem dinamik olarak sürekli güncellenen ve bu sayede karar alındığı anda doğru bilgiye sahip olunmasına yardımcı olan hem de zengin, çok farklı analizleri içinde bulunduran bir kırsal tarım iş zekası platformu geliştirdik. Agcurate aslında bu.
Agcurate ve müşterisi
Serkan Ünsal: Müşteri kim yani bir ve müşteri kim ve müşteri ne yapıyor yani girip şu tarlada domates ekiliyormuş mu diyor yani o müşteri senaryosunu anlatabilir misin?
Osman Baytaroğlu: Tabii ya 3 senaryo içinde birer tane örnek verebiliyorum. Örneğin bir tohum firmasıyız. Gelecek sene için tohum üretimi yapacağız ki bunları işte sertifikalandıralım, paketleyelim, üretelim, hatta belki sözleşmeli üretim yapalım, çiftçilerle anlaşalım. Eğer uluslararası bir firmaysak ve ön göremiyorsak tam olarak gelecek sene o pazarda ne olacağını diğer bölgelerden veya ülkelerden rezerv talep edelim bunları depolayalım birçok karar veriyoruz. Ama aldığımız raporlar sezon sonunda geliyor. Az önce bahsettiğim gibi ya da çok daha geç geliyor. Biz işte sezon içerisinde uydu görüntülerinden sürekli takip ettiğimiz alanlarda mesela biz neyle ilgileniyoruz? Mısır ile ilgileniyoruz.
Mısır bitkisi şu tarlalarda var. Geçen sene bu kadar tarlada vardı. Bu sene şu kadarlık artış var. İşte sezon sonuna yaklaştıkça bunlar hasada yaklaştı. Bunların yüzde şu kadarı hasat oldu. Trend bu yöne gidiyor gibi bilgileri vererek gelecek seneye aslında birebir hazır olmalarını sağlıyoruz. Bunu ekim tarafına döndüğümüzde işte nerelerde ekimler yapılıyor, satış potansiyeli nerede gibi bilgileri verebiliyoruz gibi bir senaryo.
Finansman ve sigorta tarafında ise çok büyük bir aslında açık olduğunu gördük. 500 milyon civarı çiftçi ailesi var dünya çapında ve bu insanların 480 milyonu çiftçi ailelerinin 480 milyonu şu an sigortaya erişemiyor. Düzenli bir şekilde, doğru bir şekilde. Bunun sebebi de çok hani bahsettiğim gibi dağınık, kırsal alanlarda yaşıyor bu insanlar. Sahra Altı Afrika'da, Latin Amerika'da, biraz Türkiye'de. Türkiye'de tarım sigortaları belli yere geldi ama hala geliştirilebilecek çok şey var.
İşte Rusya, Orta Asya gibi ki gelişmiş ülkelerde bile riskler dönem dönemde algılanabiliyor, artabiliyor. Bu insanlara o yüzden ulaşmak çok zor. Bu insanlara finansmanlaştırmak çok zor. Çünkü geleneksel yöntemlerle oldukça maliyetli. Biz ise uydu görüntüleri tabanlı tarımsal fizibilite sigortalaması sunuyoruz. Bununla ilgili zaten Avrupa Birliği destekli bir hızlandırıcımız var. Parsec'ten hem fon aldık hem de bir ortaklığımız var. Ve Allianz Sigorta da bu işin üçüncü bacağı bu sayede işte Sahra Altı'ndaki çiftçilere şuan uydu görüntüleri tabanlı bir sigortalama. Tamamen uydu görüntüleriyle hiç oraya gitmeden ve mobil üzerinden yani telefon üzerinden üye olabilecekleri şekilde bir hizmet götürüyoruz. Burada bir ortaklığımız var. Aynısının finansmanını da şimdi yine o bölgede bir ülkede anlaşma aşamasına geldik.
Yerel partneri var. Finansman tarafında çünkü finans önden verdiğiniz için biraz risk faktörü daha yüksek. Onunla ilgili bir partner olan bir model geliştirdik. Üçüncü tarafta ise alıcı. Bu gıda firması olabilir. Yem yağ firması olabilir. Migros olabilir. Yani bir şey alıcısı olabilir. Gıda perakende alıcısı olabilir. Doğrudan veya tarladan alan kişiden alan herhangi bir firma, ticaretini yapan firma olabilir. Bunlarda nereden ne zaman ne kadar alabileceklerini bilmek isteyen kuruluşlar. Uzun vadeli ilişki geliştirmek isteyen kuruluşlar.
Eğer bir sıkıntı varsa erkenden bağlantı yapmak isteyen kuruluşlar. Bunlar ithalat bağlantısı olabilir. Farklı bölgelerden alımlar olabilir veya ön anlaşmalı çiftçiyle önden anlaşıp yapılan alımlar olabilir. Bunlar için de bu bilgiyi sunuyoruz. Platform, şu an için müşteriler... Kapalı betadayız bu arada. Aralık ayında kapalı betayı açtık. Yani bize başvuru yapan kişilerle kısa bir demo görüşmesi yapıyoruz. Sonrasında talep doğrultusunda teklif ediyoruz. Oldukça yalın bir şey var. Bununla da birkaç tane teklif verdik bile şimdi. Ödeyen müşterimiz de var tabi.
Serkan Ünsal: Uydu görüntüleri ne kadar gecikmeli? Dünkü uydu görüntüsünü görebiliyor musunuz? Yoksa daha mı uzun süreli?
Osman Baytaroğlu: Güzel soru. Bir görüntü temin etme tarafı var burada. Bir de görüntüyü işleme tarafı var. Görüntüyü temin etme tarafında biz zaten bir destek aldığımızdan bahsetmiştim. Başka bir hızlandırıcıdayız aynı zamanda. Avrupa Uzay Ajansı'nın kendi hızlandırıcısındayız. Çok limitli sayıda. 4 tane seçildi mesela startup bu sene Avrupa'dan. Onunla yine hem fonlanıyoruz hem de onlarla birebir iletişim ve onların geliştirdiği son teknoloji çözümleri geliştiren kişilerle birebir görüşme fırsatı sunuyor bu bize.
Bu da şu anlamda çok etkili oluyor. Görüntüleri çok hızlı işleyebilecek bir teknoloji geliştirdik. Görüntüleri temin tarafında da biz Avrupa Birliği'nin uydularını kullanıyoruz. Ana baz olarak kullandığımız uydu görüntüsü multispektral denilen. Gözde gördüğümüz renkleri algılayan ama bunun yanında gözde görmediğimiz hız datasında bazı dalga boylarını algılayan ve bununla ilgili bilgi üreten uydular. Bunlar her tarlanın üzerinden dünya herhangi bir yerinde her tarlanın üzerinden en az 5 günde bir geçiyorlar. Biz bu veriler üzerinden işlememizi yapıyoruz. Ancak şimdi mesela bulabilir hava durumu veya farklı problemlerle karşılaşılabilir. Özellikle hızlı bir globalleşme hedefimiz olduğu için burada farklı uydu görüntüleriyle de kombine ediyoruz. Fuse ediyoruz aslında o dataları. Burada da radar uyduları, termal uydular gibi farklı uydular kullanıyoruz. Yine hepsi aslında Avrupa Birliği tarafından sunuluyor.
Tarımda uyduların kullanımı
Serkan Ünsal: Peki şey sorayım yani sadece tarıma özel kendi tarım alanlarını takip etmek için uydu gönderen bir ülke var mı? Yani o kadar böyle ileri giden.
Osman Baytaroğlu: Uydu aslında artık baya commodity’ye dönmek üzere uyduları göndermek üzere SpaceX ve onu takip edecek firmalarla diyeyim. Hani böyle işte uzayda birkaç tane uydumuz var diyen startuplara denk gelmek oldukça mümkün çünkü birkaç milyon doları aslında artık yapmak mümkün. Eğer doğru bir use case varsa hem investment'ı hem operasyonu hatta şey uyduları bile var.
Sadece uyduyu gönderiyorsunuz o verinin dünyaya aktarılması işte dünyanın yüzeyine uyumlandırılması, orta rektifikasyon deniyor gibi birçok şeyi hizmeti otomatik hal eden hizmetler bile var artık. Böyle bayağı gelişen bir sektör aslında. Devletler anlamında tabi şey de var. Hani çok çok yüksek çözünürlüklü işte casus uydular da var, tarıma yönelik uydular da var veya yeni teknoloji, hiperspektral denilen bir teknoloji geliyor oyun teknolojilerinde. Burada çok nüans farklarını bile bitkiler arasında veya farklı objeler arasında, nüans farklarını bile algılayabilecek uydular geliyor. Bunları geliştiren devletler var.
Bizim de uydularımız aslında var. Geçenlerde işte Türksat 5'e gönderildi SpaceX ile birlikte. Ama bunlar hani de şöyle bir fark var. Devlet uyduları genellikle devletin kendi ihtiyaçlarının yönelik olarak servis sunar. Ama biz mesela Sentinel yani Avrupa'nın uydularını kullandığımız zaman her 5 günde bir otel aradan o görüntüyü alacağımızı biliyoruz. Öbür tarafta ihtiyaç olur Güneydoğu çekilir, ihtiyaç olur Ege çekilir. Sürekli bir servis hizmeti şu an için yok. İleride olursa onları da kullanmak isteriz.
Serkan Ünsal: Bunu şundan sordum da açıkçası. Yani biraz da paranoyakça gelebilir belki ama belki ileride gelmez paranoyakça. Yani belki Agrucate alanındaki firmaların geçen atılan şey gibi uydudaki gönderecek kişilere belki feedback vermesi lazım. Hani şunları da yüklerseniz biz kendi ülkemizin tarımını takip ederiz vesaire gibi. Bir yandan da şöyle düşündüm sen konuşurken. Yani atıyorum bir ülke gidip de Türkiye'nin tarım alanlarını takip edip ya Türkiye seneye kuraklık yaşayacak mısır alanları da azalmış. Biz mısır üretelim Türkiye'ye mısır satalım gibi hani çok böyle paranoyakça gelebilir ama hani o tip düşünenler var mıdır acaba dünyada?
Osman Baytaroğlu: Ya olabilir açıkçası. O yüzden hani bu teknoloji bu kadar hızlı gelişiyorken herkesin de kullanmaya başlaması aslında önemli olan şeylerden birisi bu. Bunun geçmişine gittiğimizde 1989 olsa gerek benim doğumun yılı veya 90 da olabilir. Bir gazete küpürü vardı hocamız bize göstermişti.İşte artık tarımı uydudan takip edebilirdi tarım bakanı. Tabii o çok mümkün olmadı ama Amerika özellikle Amerikan Tarım Bakanlığı dünyanın bütün ülkelerinde uydu görüntülerinden belli biraz daha primitive olsa da uzun yıllardır takip edilebilecek şekilde analizler üretiyor.
O yüzden bu zaten hep vardı. Belki işte dediğim gibi belki 40 yıldır vardı bu. Şimdi biraz commercial satellite yani artık ticari olarak kullanılabilecek çok sayıda uydu tipinin oluşması hatta işte ücretsiz uydu görüntülerinin elde edilebilmesiyle birlikte artık bu herkesin erişebileceği bir teknoloji haline geldi. O yüzden bizim de hedefimiz zaten bunu herkesin kullanarak kendi üretimini yönetermesi. Ülkeler de kullanabilir bunu.
Örnek veriyorum şeyden bahsetmiştim. Erkenden ön alımlar yapmaktan bahsetmiştim. Ülke çapında ise bu belki bölge detayında hatta köy detayında tarım alanlarında ne ekilebileceğiyle ilgili aktif yönetim yapabilmek ya da bir sıkıntı varsa sıkıntının boyutunu anlayıp erkenden ithalat-ihracat bağlantıları yapabilmek gibi bir arada getiriyor. Bunun kullanılmasını o yüzden biz çok önemli buluyoruz. Bakanlıkta da bu konuda yıllardır belli çalışmalar yapılmaya çalışıyor. Onlar çok yaygın bir şekilde kullanılır.
Agcurate ve su sorunları
Serkan Ünsal: Yine global bir problemden bahsedeceğim aslında hem yerel olarak da şu anda gündemde işte su sıkıntısı var suyu daha idareli kullanalım deniliyor. Biz de yani kendim de evde hani tasarruflu olmaya çalışıyoruz. Su sıkıntısı işte tarım Agcurate bu aradaki ilişkiyi nasıl görüyorsun?
Osman Baytaroğlu: Agcurate öncesinde kesinlikle bireysel kullanım konusunda herkes elinden geleni yapıyor olmalı. O kesinlikle çok önemli. Su kullanımı noktasında tarım tabi kritik bir noktada. Hem dünya nüfusu çok fazla olduğu için ciddi yandan da bir tarımsal çıktığı ihtiyacımız var. Ama bir yandan da tarım aslında en çok su tükettiğimiz sektörlerden bunu yönetebilmek ise şey bazı teknolojileri kullanmak mümkün ki bu teknolojilerin bir çoğu yani damla sulama gibi veya işte farklı verimlilik teknolojileri uzun yıllarda mevcut.
Bunu biraz daha teşvik etmek Türkiye şartlarında da kullanılabilir hale getirmek gerekiyor. İşte Türkiye'de problem tarlaların parçalı olması mı? Ona göre mesela belki merkezi iliştirecek bir çaba ile bu yapılabilir ya da tarımsal destekler bu yöne verilebilir gibi. Ama ben bu yönde ciddi yatırımlar yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Serkan Ünsal: Yani Agcurate bu suyun daha verimli kullanılması için bir optimizasyon sağlıyor mu? Yani şu alanda şu ekiliyor ya da ekilmiyor daha az tüketilecek gibi şeyler oluyor mu?
Osman Baytaroğlu: Bizim hedef kitlemiz tarım kuruluşları olduğu için doğrudan şu an öyle bir bilgi üretmiyoruz. Öte yandan ekilen tarım alanları üzerinden bu tarz böyle veri madenciyle bazı analizler bazı raporlar çıkarmayı ve bu sayede biraz bilinçliliği arttırmayı hedefliyoruz. Şu an birkaç üründe tüm Türkiye'de çalışabiliyoruz. Zaten demomuz da var. Yani kapalı beta programına giren herkese gösterdiğimiz bazı sonuçlarımız var birkaç yıllık. Onları da geliştirip artık işte bu bölgede örnek veriyorum pamuk çok su tüketen bir bitkidir.
Mesela şeker pancarı, mısır gibi bunların ne kadar su tükettiğiyle ilgili belki çalışmalar yapılmasına imkan sağlayabiliriz. Hatta bir potansiyel olarak örnek veriyorum geçmiş yılların verilerini akademiye sunabiliriz. Onlar bunun üzerinde açık bir kaynak üzerinden çalışabilirler gibi şeyler yapmayı hedefliyoruz. Şu an için tabi o veri o resmin tamamına hakim değiliz ama yavaş yavaş parça parça açıyoruz. Öncelikle işte şu an 5 üründeyiz. Sonra bunu 2024'te 40 ürüne çıkarmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte artık açık ve net bir şekilde bunlar üzerine yorum yapmak mümkün olur.
Agcurate ve dikey tarım
Serkan Ünsal: Peki biz geçtiğimiz haftalarda bir dikey tarımcılık ürününü de konuk etmiştik. Bu dikey tarım, kapalı alanda tarım onlarla ilgili ne düşünüyorsun? Onların geleceği ve tabi Agcurate’le ilişkisi. Onları o yüzden göremeyeceksiniz.
Osman Baytaroğlu: Aslında şey olarak baktığımızda rakip bir sektör gibi ama bu işin geleceğinde önemli bir yer tuttuklarına inanıyorum. Şu an geçen sene örneğin işte buğdayın kapalı alanlarda yetiştirilmesiyle ilgili bir çalışma yapılmıştı ve çok yüksek verim vardı. Gerçekten açık alanla karşılaştırılamayacak kadar çok yüksek verimler elde edilebiliyor. Burada tabi ki altyapı problemleri devreye giriyor.
İşte bunun kurulumu maliyetli işletmesi biraz maliyetli gibi. Özellikle kurulumu da bir maliyetten bahsedebiliyoruz. Bunlar da aşıldıkça bence yaygınlaşacaktır. Şu an için işte bazı ülkelerde örneğin körfez ülkeleri gibi. Bazı ürünlerde oldukça verimli olabiliyor. O yüzden güzel bir pazar oluştu. Bu gelişirse hani sadece Agcurate olarak demiyorum. Biz iş birliği fırsatları tabi ki belki çıkarabiliriz ama onun da ötesinde insanlık için iyi bir çalışma olacak. O yüzden ben olumlu buluyorum. Bu işin geleceğinde de önemli.
Agcurate ve global rakipler
Serkan Ünsal: Globalde rakipleriniz var mı? Böyle çok büyüyen çok ileri giden var mı?
Yoksa şey mi, daha böyle yeni gelişen bir alan mı bu alan?
Osman Baytaroğlu: Bu Earth Observation yani uzaktan algılama diyelim aslında bunu Türkçe kısaca. Uzaktan algılama pazarında, ilk büyüyen kuruluşlar uydu firmaları oldu. Uydu görüntüsü sağlayan firmaları oldu. Şimdi bunun arkasından işte platform sağlayan yani basit analizlerin yapılabildiği farklı dikeylerde işte 7-8 tane savunmadır, işte enerjidir, işte ormancılık, tarım vesaire dikeylerinde farklı analizler var. Farklı analizlerin yapılabildiği platformlar ortaya çıktı. Ama bu daha çok teknik kullanıcılara yönelik şeylerdi.
Bunlar ve ciddi danışmanlık süreçleri içeriyor. Ama bu işin hani yeni Google Earth olabilmek için yani her herhangi bir kullanıcının kolay bir şekilde arama yapıp, istediğine istediği anda erişebileceği bir yöntem. Bu işin hani yeni Google Earth olabilmek için yani her herhangi bir kullanıcının kolay bir şekilde arama yapıp, istediğine istediği anda erişebileceği bir ürün haline gelmek için yani uygulama tarafında, ürün tarafında ciddi bir pazar açığı olduğunu görüyoruz ki bu da zaten önce altyapılar kuruldu.
Onun üzerine belli teknolojiler gelişti. Tam bunun vakti olduğunu düşünüyoruz. O yüzden bizim hedeflediğimiz pazarda çok çok ilerlemiş rakipler yok. Ama diğer alt segmentlerden yukarılara doğru belki ilerleyebilecek rakipler olabilir. Büyük rakipler var gerçekten. Teknolojik anlamda iyi ilerlemiş firmalar var. Bizim konumumuzu değerlendirdiğimizde, özellikle bu işte hem takımın yetkinliği hem doğru bağlantılar hem de bu işi önemseyerek bunun üzerine odaklamamız da dolayısıyla çok ciddi anlamda düşük maliyetle biz uydu görüntülerini işliyoruz. Az önce de değinmiştim bu uydu görüntülerine hem gelmesi hem de onun işlenmesi kısmında.
O yüzden aynı gün içerisinde örnek veriyorum şu an Avustralya büyüklüğünde bir ülkede bir sınıflandırma yapabiliyoruz. Avustralya aslında ciddi bir şey Türkiye'nin yaklaşık 30 katına denk geliyor. Bir burada ciddi bir optimizasyonumuz var. Bir sürekli olarak veri sunarak ve sürekli olarak relevant veri yani müşterinin o gün kullanacağı kullanması vermesi gereken kararla ilişkili bilgiyi önüne sunarak bu dijital raporlardan veya standart raporlardan farklı bir yere geçiyoruz. Biraz doğrudan iç içe kullanabileceği bir şekilde konumlanıyoruz.
Başka değinmediğim ne olabilir? Ha bir de Bayer'in Grants for Ops programından mezun olduk biz. Orada da kullanıcılarımızla potansiyel kullanıcılarımızla çok ciddi anlamda iç içe olabildik. Onlardan çok fazla feedback aldık. Bu müşteri odamızda hem başından beri oluşturuyoruz. Korumaya da devam ederek doğru ürüne ulaşabileceğimize inanıyoruz. Bu sayede hani o teknoloji firmalarından veya biraz proje firmalarından farklı yere konumlanabileceğimize inanıyoruz. Zaten 6 ay içerisinde hem çok yıllık anlaşmalar yaptık. Yalnızca Türkiye'de değil farklı ülkelerde bu işi yapabildik. Şimdi işte şey pilotlar da pilot talepleri tek bir talepleri de geliyor. İyi gidiyoruz yani.
Agcurate ve tarım tahmini
Serkan Ünsal: Ben bir hatırlatma yapayım. Soruları olanlar YouTube'dan sorabilir. Ben yine ürünle ilgili bir şey aklıma geldi. Hani komik bulabilirsin. Mesela kiraz mayıs ayında mı oluyor tam emin değilim ama. Mesela mayıs ayında, eğer doğruysa tabi. Geçen seneye göre daha az kiraz yetiştiriliyor, gözüküyor diyebiliyor musunuz? Mesela bu sene mayıs ayına geldik. Geçen sene daha çok kiraz yetişmişti. Bir alarm üretebiliyor musunuz?
Osman Baytaroğlu: Kesinlikle. Örneğin ilk etapta tabi biz tek yıllık ürünlerle başladık. Ama 2024'te şu an 8 ülkede 5 üründeyiz. 2024'te tüm dünya 40 ürün olacak. Ve bunların içerisinde çok yıllık ürünler de olacak. Örnek vereceğim, Türkiye'de geçen sene ciddi anlamda pamuk üretildi. Ama birkaç sebepten dolayı pamuk fiyatları, bazı gereksinimler, hukuki gereksinimler gibi pamuk alanları bu sene çok azaldı.
Örneğin Harran Ovasında %96 pamuk ekiliyordu. Bu sene %30'a düştük. Ama aslında verdiğiniz örneğe yönelik bir cevap. O ekim alanları işte buğday ve arkasından mısır ekme şeklinde çoğunlukla. Kararı çiftçi o yönden pamuk yönünden buna çevirdi. Bu gibi çok ciddi dalgalanmalar oluyor. Biz işte bunları tespit ediyoruz.
Agcurate’in gelecek planları
Serkan Ünsal: Süper. Peki önümüzdeki 12 ay planlarınız nedir? Ürünle ilgili ya da ülke açılımlarıyla ilgili. Kapalı betadan çıkacaksınız herhalde önümüzdeki 12 ay içinde.
Osman Baytaroğlu: Tabii şu an kapalı betadaki en büyük hedeflerimizden birisi daha fazla kullanıcı gelibildirme alabilmek. Çok sayıda toplantı yaptık. Bazıları işte hani ticari bir ilişkiye de dönüyor. Bazıları o amaçlı da olmayabilir. Çiftçilerle de görüştük. Farklı danışmanlarla da görüştük. Tarımla ilişkisi olmayan ama uydu görüntülerle veya coğrafya bilgi sistemleriyle uğraşan insanlarla da görüştük. Bu sayede herkesten öğrendiklerimizde ürünümüzü biraz daha geliştirip tarım sezonunu hazır hale getirmeye çalışıyoruz. Kapalı betadan da yakında çıkacağız. Önümüzdeki 12 ay içerisinde şeyden bahsettim işte 8 ülke hedefimiz var. Belki arttırabiliriz de şu anda bir ürün de bütün dünyada analiz yapabiliyoruz. Onu yakında açıklayacağız zaten bu odakta ilerliyoruz. Takımı ciddi anlamda geliştireceğiz. Şu an zaten iş ilanlarımız açık. Bu arada LinkedIn sayfamızdan bakabilirseniz 3 farklı pozisyonda 5 kişi işe alacağız. Ve sene sonunda da şu anki ekibimizin 4 katına çıkmaya hedefliyoruz. Evet aslında biraz pazarlara giriş diyelim. Biraz ekip büyütme biraz da artık ölçeklenmeye hazırlanma diyelim. Bir de yıl içerisinde de yatırım hedefliyoruz.
Agcurate ve yatırımcılar
Serkan Ünsal: Son sorumu soracağım. Eğer izleyicilerden soru gelirse onu da alacağım.
Agcurate’e yani görüştüğünüz yatırımcılar, kurumlar nasıl bakıyor? Türkiye'dekilerden bahsediyorum. Yani orada ölçeklenmek zor mu diyorlar ya da çok daha mı ilgileniyorlar? Ben kişisel olarak ilgileniyorum. Çünkü su, hava, yemek olmazsa olmaz.
Osman Baytaroğlu: Burada tabi şöyle herkesin kesinlikle ilgisini çekiyor. Örneğin daha önceki trafik girişimde o akıllı ulaşım girişiminde aslında hepimizin yaşadığı bir probleme sürekli kırmızı ışıkla karşılaşma veya araçlarının ekstra fazladan beklemesi problemine bir çözüm getiriyorduk. Ama Twitter'da bu çözüm üzerine şikayet oluyordu. Ama çok fazla konuşulmuyordu örneğin. Ama tarım öyle değil. Tarımda herkes tarım hakkında bir yorum yapıyor. Çünkü hayatınıza gerçekten dokunuyor.
Bu VC tarafında da öyle. Herkes o alanla ilgili o alanda bir şey duymak ve gerçekten böyle tarımda yaşadığımız, global olarak yaşadığımız problemlere çözüm olabilecek bir şeylerin parçası olmak herkes istiyor. Ama uygulamanın zorluğundan işte tarımda teknoloji adaptasyonunun düşük olmasından da herkes çekiniyor. Bu noktada biz kendimizi şey tarafında agri business tarafında konumlandırdığımız için orada daha pozitif bir geri dönüş olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar yaptığımız görüşmelerde.
Serkan Ünsal: Çok teşekkürler. İzleyici sorusu var mı diye bakıyorum. Sanırım yok. Ağzına sağlık. Ben hem çok şey öğrendim hem Agcurate herkesin dikkat etmesi gereken ilgilenmesi gereken bir alan. Sizlere çok kolaylıklar diliyorum. Beraber veda edelim istersen. Herkese iyi akşamlar.
Osman Baytaroğlu: Herkese iyi akşamlar.