‘Okuma kültürü’ terimi, bir topluluğun veya toplumun okumaya ilişkin kolektif alışkanlıklarını, tutumlarını ve değerlerini kapsar. İleri bir okuma kültürü geliştirmek sadece yazılı materyallerin okunmasıyla değil, bilgiye, empatiye ve kişisel gelişime açık bir zihniyet geliştirmekle ilgilidir. Bu yazımızda okuma kültürünün kapsamına ve bu kültürü geliştirmek üzere neler yapılması gerektiğine bakıyoruz.
Okuma kültürünün katkıları
Okuma kültürü, bireyin okuma alışkanlığı, okuma becerileri ve okuma anlayışını içeren genel bir kavramdır. Bu terim, bir kişinin yazılı materyallerle etkileşimde bulunma düzeyini ve bu etkileşimin niteliğini ifade eder. İyi bir okuma kültürüne sahip olmak; sadece kişinin kelime dağarcığını genişletmekle kalmaz, aynı zamanda eleştirel düşünme becerilerini geliştirme, bilgiye erişim ve anlama yeteneklerini artırma gibi avantajlar da sağlar.
Yalnız kitaplar değil, aynı zamanda diğer yazılı materyaller, makaleler, haberler, bloglar ve benzeri daha birçok unsur okuma kültürünün kapsamı dahilindedir. Ayrıca podcast, sesli kitap, sergi gibi görsel, işitsel ve diğer medya türleriyle etkileşim imkânı da sağlar. İyi bir okuma kültürüne sahip bireyler, çeşitli konularda bilgili olma, farklı perspektifleri anlama ve eleştirel düşünce becerilerini kullanma konularında genellikle daha başarılı olurlar.
Güçlü bir okuma kültürü, akademik kurumların ve kütüphanelerin sınırlarının ötesine uzanır. Günlük hayata nüfuz eder, bireylerin yazılı materyallerle nasıl ilişki kurduğunu ve dolayısıyla toplumların okuryazarlık algısı üzerinde etkilidir. Gelişmiş bir okuma kültürüne sahip bir toplum, okumaya bir zevk, aydınlanma ve entelektüel uyarım kaynağı olarak değer veren bir halkla karakterize edilir.
Okuma kültürü nasıl geliştirilir?
Zengin bir okuma kültürü, bireylerin çok çeşitli edebî esere erişimi olduğunda gelişir. Bu, çeşitli türlerden, kültürlerden ve bakış açılarından kitapların herkes tarafından erişilebilir olmasını gerektirir. Bu noktada halk kütüphaneleri, okuma kulüpleri ve kitap bağışını teşvik eden girişimler, çeşitli okuma materyallerine erişimin artırılmasına önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.
Kitaba ve okumaya erken yaşlarda başlamak okuma kültürünün oluşmasında ilk adımdır. Çocukların kitaplarla tanışması, kitaplara dokunması ne kadar erken olursa okumaya ilgisi de o denli gelişecektir. Ebeveynlerin, eğitimcilerin ve ilgili kurumların genç beyinlere okuma sevgisini aşılamak için iş birliği içinde çalışması elzemdir. Bu; hikâye anlatma seansları, sesli okuma günü gibi aktivitelere katılma, ilgi çekici okuma ortamları yaratma ve hayal gücünü büyüleyen yaşa uygun edebî eserlere erişim sağlama yoluyla başarılabilir.
Dijital çağın farkında olarak bir okuma kültürü geliştirmekten de bahsetmek gerekir. Bu, diğer materyaller gibi e-kitapları ve dijital platformları benimsemeyi içerir. Dijital okuryazarlığı teşvik etmek ve e-kitapları erişilebilir kılmak, özellikle fiziksel kitaplara kolay erişimi olmayanlar olmak üzere daha geniş bir kitleye hitap edilebilmesini sağlar.
Bir okuma kültürü oluşturmak aktif bir toplum katılımı gerektirir. Yerel kitap yani okuma kulüpleri, edebiyat etkinlikleri ve yazar konuşmaları, bireylerin okuma deneyimlerini paylaşabilecekleri, tavsiyelerde bulunabilecekleri ve okumanın keyfini birlikte kutlayabilecekleri alanlar yaratabilir.
Ebeveynlerin okuma yazma bilmemesi, uygun olmayan okuma atmosferi, ebeveynlerin okumama tutumu, yetersiz okuma materyali, iyi okuma becerilerinin eksikliği, kütüphane eksikliği ve okul kitaplarına aşırı bağımlılık, öğrenciler arasında okuma alışkanlığının geliştirilmesindeki başlıca sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bilgi ışığında okuma kültürü oluşturmaya yönelik faktörler şöyle sıralanabilir:
-Çocukların erken yaşta ilgilerini uyandıracak yöntemlerle kitaba maruz bırakılması;
-Okuyucular için seçkilerin düzenlenmesi, erişim sağlanması;
-Okullarda, kütüphanelerde, kitapevlerinde okuyucuları heyecanlandıracak programların oluşturulması;
-Kamu hayatı içerisinde elverişli okuma mekânları ve alanlarının tasarlanması;
-Okumak için destekleyici, teşvik edici ve ilham verici bir ekosistem oluşturulması.
Sonuç olarak okuma kültürü, bu eylemin alışkanlığa ve eleştirel okuma becerisine dönüşmesiyle ulaşılan bir seviyedir. Bu seviye, bireyin yaşamda karşılaştığı bilgileri iyi bir okur bakış açısıyla anlama yeteneği olarak tanımlanabilir ve bu da evrensel okuryazarlık olarak adlandırılabilir. Okuma kültürü, sadece kitap veya yazılı materyalleri okumayı değil; aynı zamanda görsel, işitsel ve düşünsel olarak etkin bir şekilde katılmayı içerir. Okuma kültürüne sahip bir birey, düşünme ve eleştirme süreçlerini etkili bir şekilde kullanabilen bir bireydir.