“Güçlü bir nedeni olan herkes, her türlü ‘nasıl’a katlanabilir.”
-Viktor Frankl, İnsanın Anlam Arayışı
Dayanıklılık, Amerikan Psikoloji Derneği'nin (APA) tanımına göre, zor veya zorlu yaşam deneyimlerine başarılı bir şekilde uyum sağlamanın hem sürecini hem de sonucunu ifade eder.[1] Küresel Dayanıklılık ve Refah Merkezi'nin direktörü ve Resilient Option programının yaratıcısı Amit Soodise, dayanıklılığı “Sıkıntılara dayanma ve hayatın gerilemelerine rağmen toparlama ve büyüme yeteneğinizdir” şeklinde açıklıyor.
Zorlu yaşam deneyimlerine başarılı bir şekilde uyum sağlamanın hem sürecini hem de sonucunu ifade eden dayanıklılığa dair örnekleri ve dayanıklılığı nasıl artıracağınızı merak ediyorsanız detaylar bu yazımızda yer alıyor.
Pes etmek mi devam etmek mi?
Aynı zamanda işten çıkarılmış iki çalışan düşünelim. İsimleriCem ve Umut olsun. Cem işten ayrıldıktan kısa bir süre sonra hemen kendini topladı ve yeniden aynı pozisyonda ama başka başka yerlerde işlere başvurdu. İlk denemeleri hemen olumlu sonuç vermese de vazgeçmeden iş başvurusu yapmaya devam etti ve sonunda istediği pozisyonda bir iş buldu. Umut ise Cem’in tam tersi olarak işten çıktıktan sonra kendisini başarısız ve yetersiz görmeye, kendinde hep bir suç aramaya çalıştı.Bu durum, onu üzüp yavaş yavaş depresyona soktu. Kendisinin başarısız olduğunave ne yaparsa yapsın iş hayatının bu alanında daha sonra da başarılı olamayacağına karar verdi. Son çare olarak ise aile evine geri döndü.
Sizce Cem ve Umut arasındaki ana fark neydi? İkisi de aynı anda işten çıkarılmıştı ve aynı yoldan gitmeyi istiyordu. Sadece biri daha dayanıklı bir psikolojiye ve yapıya sahipti, öteki ise bu dayanıklılığı gösterememişti. Hangisi gibi yolunuza devam etmek istersiniz diye sorsak çoğu kişiCem gibi pes etmeden der ama ne yazık ki herkesbu dayanıklılığa sahip değildir. Dayanıklı olmasanız da bunu aslabir sorun olarak görmemelisiniz çünkü istersenizbu gücü artırmakve dayanıklılığa sahip olmak sizin elinizde.
Dayanıklılığı artırma yolları
İyimserlik dayanıklı kalabilmenin kilit noktasıdır. Olumsuz olaylara her zaman iyi taraftan bakmak kolay değildir. Ancak; eğer olumsuz düşüncelerimizi olumlu olanlarla değiştirmek için çabalarsak bu alışkanlık giderek bizim otomatik tepkimiz olabilir. Nasıl ki spor yaparken veya ders çalışırken bunu devamlı ve düzenli bir şekilde yaptığımızda bizim bir parçamız oluyorsa aynı alışkanlık edinme durumu dayanıklılık için de geçerlidir. Başlangıçta olumsuz duygu kalıplarını yıkmak sizi zorlayabilir ama her zorluğun ardından gelecek güzellikleri de unutmamak gerekir.
Dayanıklılık hiç travma yaşamamış olmak değildir. Dayanıklılık ne kadar çok travmamız olsa da bir süre sonra tekrar en başta olduğumuz halimize en kısa sürede dönebiliyorolmamızdır. Dayanıklılığı alışkanlık haline getirmişinsanlar da ilk önce depresyon ve anksiyete yaşayabilirler. Hatta; bazen tam gelişmiş travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) sergilerler ancak bir yıl içinde travmadan öncekinden daha iyi olurlar.
Tam da bu noktada Friedrich Nietzsche'nin "Bizi öldürmeyen şey güçlendirir" cümlesini dayanıklılık yolculuğu için örnek olarak verebiliriz. Yaşadığınız her olayda öncelikle durup, bu olay gerçekten bu kadar olumsuz mu yoksa benim beynim mi bana bu yaşadığım olayı büyüterek gösteriyor diye sormalısınız.Tüm farkındalıklar, bu soruyu kendinize tüm çıplaklığı ile sorup cevapladığınızda kolaylıkla oluşacak.