Sanatçılar yaşadıkları bir duyguyu toplumun durumunu yansıtmak, tarihteki önemli anları veya belirli bir perspektifi zaman ve mekân üzerinden tasvir etmek için çeşitli ifade biçimleri kullanırlar. Bu ifade biçimleri o döneme dair bir hafıza değeri taşırken; eserler, bireyler ve topluluklar üzerindeki etkisiyle kültürün hem aktarımına hem de dönüşümüne vesile olur.
İnsan yaşamının temel dinamiklerinden biri olan ve kültürle etkileşim içerisinde hayat bulan sanatın, kültürün oluşumuna ve dönüşümüne etkilerini bu yazımızda bir araya getirdik.
Tarihsel hafızayı korur
Kültür ve toplum üzerinde büyük etkisi olan sanat, tarihi bilginin en iyi koruyucularından biridir. Çağlar boyunca, toplum yaşamına dair bilgiyi korumanın yaratıcı bir yolu olmuştur. Resim, heykel, müzik, edebiyat ve diğer sanat dalları bu yönleriyle genellikle bir toplumun kolektif hafızasının deposu olarak kabul edilir. Bunun birkaç önemli nedeni vardır.
Öncelikle, sanatçıların eserlerini yaparken kullandıkları malzemeler, bize o eserin yapıldığı dönem şartlarına dair somut bilgiler verir. Eserin çeşidine göre bu bilgiler bize, o toplumun o dönemdeki yaşam tarzı, kültürel yapısı, ritüelleri ve daha da derin haliyle, yaşama bakış açısını öğrenme ve algılama imkânı sunar.
Sanatın aynı zamanda, kanıta dayalı tarihsel kayıtların ötesine geçen bir tarihi gücü de vardır. O da belirli bir zamanda belirli bir yerde var olmanın, belirli olayları yaşamış olmanın nasıl hissettirdiğine dair bilgiyi doğası gereği aktarabilme özelliğidir. Sanatçıların belirli duyguları yakalama ve iletebilme yetenekleri vardır. Sanat eserleri bu duyguların bekçileri ve koruyucularıdır.
Bir iletişim yoludur
Sanat, kültür üzerindeki en büyük etkisini iletişim yöntemi olarak ortaya koyar. Sanatın benlik duygusu ve algısıyla yakından ilgisi vardır. Sanatçıların ve dolayısıyla eserlerinin bireysel ve toplumsal yaşama ayna tutma yetenekleri, yer yer dilin yetkinliğini aşan bir iletişim şeklinin oluşmasına imkân verir. Ses, plastik sanatlar, gösteri sanatları gibi duyulara doğrudan hitap eden sanat dallarının, kültürler ötesi bir iletişim biçimi sunduğu inkâr edilemez.
Sanat, kültürel engelleri yıkan, insanlara başkalarının inanç ve geleneklerine saygı duymayı sağlayan evrensel bir dildir. Sanatı kullanmak, zıt kültürlerden bireyleri birleştirmekle kalmayıp bireylerin birbirlerini anlamalarını sağlamanın ve birbirleriyle iletişimlerini geliştirmenin en etkili yöntemlerinden biridir.
Fikirleri etkiler
Bir sanat eserinin herhangi bir konudaki fikrinizi değiştirdiği veya geliştirdiği bir anınız var mı? Bu, belki bir rengi daha çok sever hale gelmek kadar küçük veya ahlaki konulardaki bakış açınızın değişmesi kadar ciddi bir fikir olabilir.
Sanat eserleriyle aktarılan mesajların bizi duygusal olarak etkilediği için mantıkla çalışan zihnimizin hemen ötesine, kararların kolayca değiştirilebileceği kalbimize ulaşması daha kolaydır. Sanat toplumdaki değişimin habercisi olmak kadar statükoyu sorgulayan önemli fikirlerin ortaya çıkmasına ve yaygınlaşmasına da vesile olmuştur. Fikirleri değiştirerek veya dönüştürerek, değerleri hatırlatarak ve deneyimleri mekân ve zaman kapsamında tercüme ederek toplumu etkiler.
Birçok nesil boyunca sanat, sosyal değişimleri de etkilemiştir. Müzik, çok geniş kitlelere ulaşma gücüyle bu noktada verilebilecek en iyi örnektir. Müzik tarihi, Beatles gibi yepyeni bir dönemin başlamasına etki eden grup ve akımlarla doludur.
Kültüre dair duyguları korur ve bağ kurar
Sanat, iletişim yetkinliğinin etkisiyle farklı kültürlerden ve farklı zamanlardan insanların birbirleriyle görsel eserler, sesler, hikâyeler aracılığıyla iletişim kurmasını sağlar. Bu anlamda sanat, kültürel değer ve duyguları, muhafaza ederek zaman ile coğrafyalar arası boyutta aktarır. Bazı eserler, siyasi veya sosyal olarak haklarından mahrum bırakılanların sesi haline gelebilir. Bir şarkı, film ya da roman, onunla karşılaşanlarda yarattığı belirli duygular nedeniyle kişilerin ve toplumun değişiminde teşvik edici bir etki yaratabilir.
Sanat, yalnızca insanın kendini ifade etme ve gerçekleştirme ihtiyacını beslemekle kalmaz; ekonomik olarak da bir değere sahiptir. Sanatın yaratım, yönetim ve dağıtım süreçleri birçok kişi için istihdam yaratır. Bu istihdam, farklı kültürel etkileşimlerin meydana geldiği alanların ve etkinliklerin ortaya çıkmasına da imkân verir.
Sanat her zaman bize öğretme ve bizi aydınlatma gücüne sahip olmuştur. Uygarlık tarihi boyunca sanat eğitimine verilen önemin en temel nedenlerinden birinin, sanatın kültürü kapsayıcı ve yansıtıcı özelliklerinin yanı sıra içinden çıktığı kültürü etkileme ve dönüştürme yeteneği olduğunu düşünmek yanlış olmaz.