Hayallerimize giden yolda, amaçlarımıza ulaşabilmek için harekete geçmemiz gerektiği bir gerçek. Ancak bu konuda çoğu zaman, fark ederek veya etmeyerek yolumuza engeller koyarız. Evet doğru okudunuz, bu engelleri kendimiz koyarız! Peki bunun farkına varır mıyız? Genellikle hayır. Tam tersine, dış koşulların önümüzde engel teşkil ettiğini söyler dururuz; hatta belki ömrümüzü bu şekilde geçirip, hayallerini gerçekleştirenlere bakarak pişmanlık duyarız. İleri yaşlara ulaştığımızda “keşke” ile başlayan cümlelerimiz çoğalır.
Dış engeller yok mudur? Tabii ki vardır ama asıl engel dışarıda değil içeridedir. Yani düşüncelerimizde, kalıplaşmış inançlarımızda… Başaramayacağımıza inancımız o kadar büyüktür ki, karşımıza çıkan fırsatları ve yapabileceklerimizi göremeyiz, görsek bile atacağımız adımların başarısızlıkla sonuçlanacağını düşündüğümüz için o adımları atmaya cesaret edemeyiz. Başarıya ulaşan insanların önüne hiçbir engel çıkmadığı, çok şanslı ve fırsatlarla dolu oldukları zannına kapılmışızdır.
İşin ilginç tarafı, biz böyle olumsuz düşündükçe olumsuzlukları da hayatımıza çekmeye başlarız, bir kere harekete geçip en ufak bir aksilikle karşılaştığımızda, “bak işte haklıymışım” diyerek kendimizi geri çekeriz. Bazen de ilgili konuya ara verip tekrar cesaret ve güç topladıktan sonra tekrar deneme yaparız fakat her aksilikte tekrar durur; her seferinde enerjimizin daha da tükendiğini hissederiz. Bu kısır döngü bu şekilde sürer gider…
İşte bu harekete geçememe durumuna yani yanılgıyla gelen kişisel ataleti yenme konusuna Jim Kwik “Limitless (Sınırsız)” adlı kitabında, 3M kuralı ile çözüm getiriyor. Kwik; hepimizin sınırsız bir potansiyele sahip olduğunu fakat kendimizi belirli noktalarda sınırlama eğiliminde olduğumuzu belirtiyor ve sınırsız potansiyelimizi açığa çıkarmak için 3 temel noktanın bir arada olması gerektiğini vurgulayarak bu üçlüyü 3M kuralı olarak adlandırıyor. Şimdi gelin; 3M kuralının her birini, birlikte inceleyelim.
Kişisel ataleti yenmek için 3M kuralından yararlanmak
-Mindset (Zihniyet): Kendimize, olaylara, hayata bakışımızla ilgili temel inançlarımızın bütününü meydana getiren zihniyet; birtakım olumsuz gerekçelere inanıp bunlara tutunarak, amaçlarımıza ulaşabilmemizin önünde blokeler oluşturmamıza neden olabiliyor. Başarabileceğimize inanmadığımız konuda ya harekete geçmiyoruz ya da denemeyi bırakıyoruz. İnançlarımız davranışlarımızı yönlendirdiği için de zihniyetimizi anlamamız büyük önem taşıyor; çünkü başarabilmemizin yolu, başarabileceğimize inanmaktan geçiyor. İnanırsak başarıyor, inanmazsak başaramıyoruz.
-Motivation (Motivasyon): Kwik; motivasyonun sabit ya da durağan bir seviyede olmadığını, değişken olduğunu belirtiyor ve duygularımızın, düşüncelerimizin, tutumlarımızın, kişisel ve çevresel faktörlerin motivasyonumuzu artırdığını veya azalttığını ifade ediyor. Kwik, kendimizi motive edebilme yetkinliğine sahip olduğumuzu da ekliyor. Bizi motive eden şeyi ortaya çıkarmak, sınırsız zihinsel kapasitemize açılan bir kapı olmuş oluyor. Kwik’e göre motivasyonun formülü şöyle:
Motivasyon= Amaç + Enerji + Basit, Küçük Adımlar
Bu formüle göre motivasyonu sağlayan temel faktör; amaç! Motivasyon, amaçlarımıza ulaşma konusunda bizi harekete geçiren istek ve düşüncelerimizdir, kaygılarımızdır. Dolayısıyla amaç yoksa motivasyon da sağlanamaz.
Amaçlarımıza ulaşabilmemiz için harekete geçmemiz şarttır ve bu da enerji ile mümkün olabilir. Kwik’e göre; hayatımızı düzene sokmak, beslenmemize ve sağlığımıza dikkat etmek bu enerjiyi yükseltmemiz açısından çok önemli. Bu formülü anlamak, motivasyon için her gün beynimizi eğitebileceğimiz anlamını taşıyor. Bunu yapabilmek için ise basit ve küçük adımlar atmak gerekiyor.
Her gün basit ve küçük de olsa adımlar atmak, günlük alışkanlıklar edinmek; zorlu işlerin üstesinden gelmeyi kolaylaştırıcı bir yöntem olarak beliriyor. Genellikle yaptığımız temel hatalardan biri, küçük adımları es geçerek direkt büyük olan hamleleri yapmaya çalışmak oluyor.
Method (Metot): Son adım, doğru yöntemle ilerlemek! Önceki iki adımı her ne kadar başarılı bir şekilde gerçekleştirsek de yöntemimiz, hedefimize küçük adımlarla ilerlemek olmalıdır. Yukarıda da değindiğimiz gibi direkt büyük adımlarla başlamaya çalışmak bizi başarısızlığa götürür ve bunun sonucunda da umutsuzluğa sürükler. Bu nedenle uygulamamız gereken metot; hedeflerimizi küçük parçalara, görevlere ayırıp adım adım ilerlemek ve hedeflerimize ulaşmak için tutarlı davranmak olmalıdır.