İklim Krizine 5 Maddede Bakış

İklim Krizine 5 Maddede Bakış

İklim değişikliği, korktuğumuzdan çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşiyor ve bir krize dönüşüyor ancak bu küresel tehdit karşısında güçsüz değiliz.

Artan sıcaklıklar çevresel bozulmayı, doğal afetleri, aşırı hava koşullarını, gıda ve su sıkıntılarını, ekonomik bozulmayı ve çatışmaları körüklüyor. Deniz seviyeleri yükseliyor, Kuzey Kutbu eriyor, mercan resifleri ölüyor, okyanusların yapısı değişiyor ve ormanlar yanıyor. Böyle düşünüldüğünde durum hiç de iyi görünmüyor ancak iklim krizi geri döndürülemez boyutlara ulaşmadan kolektif bir eylem planına sahip olmak dünyanın elini güçlendirebilir.

İklim krizi nedir?

İklim krizi, sıcaklıklarda ve hava olaylarında uzun vadeli değişiklikleri ifade eder. Bu kaymalar, güneş döngüsündeki değişimler gibi doğal kaymalar olabilir. Ancak 1800'lerden beri insan faaliyetleri; öncelikle kömür, petrol ve gaz gibi fosil yakıtların yakılması nedeniyle iklim krizinin oluşmasında ana itici güç olmuştur.

Yanan fosil yakıtlar, Dünya'yı saran, güneşin ısısını hapseden ve sıcaklıkları yükselten bir battaniye gibi sera gazı emisyonları üretir. İklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarına en sık karşılaştığımız örnekler olarak karbondioksit ve metan verilebilir. Bunlar, örneğin bir arabayı sürmek için benzin veya bir binayı ısıtmak için kömür kullanmaktan kaynaklanabilir. Arazi ve ormanların temizlenmesi de karbondioksit salabilir. Çöp depolama alanları ise metan emisyonlarının önemli bir kaynağıdır.

Sera gazı emisyonları

Sera gazı emisyonları 2 milyon yılın en yüksek seviyelerinde ve emisyonlar artmaya devam ediyor. Sonuç olarak Dünya şimdi, 1800'lerin sonunda olduğundan yaklaşık 1,1°C daha sıcak. Son on yıl ise kayıtlara geçen en sıcak dönemdi. Birçok insan iklim krizinin sonucu olan sıcaklıkların daha yüksek sıcaklıklar anlamına geldiğini düşünüyor. Ancak sıcaklık artışı iklim krizinin sadece başlangıcı. Dünya, her şeyin birbirine bağlı olduğu bir sistem olduğundan, bir alandaki değişiklikler diğer tüm alanlardaki değişiklikleri etkileyebilir. İklim krizinin sonuçları arasında yoğun kuraklıklar, su kıtlığı, şiddetli yangınlar, yükselen deniz seviyeleri, sel, eriyen kutuplar, yıkıcı fırtınalar ve azalan biyoçeşitlilik yer alıyor.

Küresel ısınma

Küresel ısınma yiyecek ve su güvenliğini etkileyen önemli etkenler arasında yer alıyor. İklim değişikliği, dünyanın içerebileceği karbon miktarını sınırlayan toprak bozulmasının doğrudan bir nedenidir. Bugün yaklaşık 500 milyon insan erozyondan etkilenen bölgelerde yaşıyor ve bunun sonucunda yiyeceklerin yüzde 30'a kadarı kayboluyor veya israf ediliyor. Bu arada, iklim krizi içme suyu ve tarım için kullanılan suyun mevcudiyetini ve kalitesini sınırlıyor.

Birçok bölgede, yüzyıllardır yetişen mahsuller hayatta kalma mücadelesi veriyor ve bu da gıda güvenliğini daha istikrarsız hale getiriyor. Durum böyleyken, küresel ısınma muhtemelen dünyanın en zengin ve en fakir ülkeleri arasındaki ekonomik uçurumu daha da büyütecek.

Daha büyük afetler

İklim ve aşırı hava koşullarıyla bağlantılı afetler her zaman dünya sisteminin bir parçası olmuştur. Ancak Dünya ısındıkça bu afetler daha sık yaşanır ve yoğun hale gelir. Dünya çapında kitlesel yıkıma neden olan sıcak hava dalgaları, kuraklıklar veya kasırgaların vurmadığı hiçbir kıta kalmadı. Afetlerin yüzde 90'ı artık iklimle ilgili olarak sınıflandırılıyor ve dünya ekonomisine her yıl 520 milyar ABD dolarına mal oluyor ve bunun sonucunda 26 milyon insan yoksulluğa itiliyor.

Ne yapılmalı?

Bilim insanları iklim krizinin reddedilemez olduğunu söylüyor fakat aynı zamanda bu krizi durdurmak için hala çok geç olmadığını da ekliyor. İklim krizini durdurmanın yolu; tüm dünyada nasıl gıda yetiştireceğimiz, toprağı nasıl kullandığımız veya malları nasıl taşıyacağımız gibi temel dönüşümlerden geçiyor.

Teknoloji, iklim krizini daha da büyütürken, yeni ve verimli teknolojiler net emisyonları azaltmamıza ve daha temiz bir dünya yaratmamıza yardımcı olabilir. Günümüz emisyonlarının yüzde 70'inden fazlası için halihazırda mevcut teknolojik çözümler mevcut.

Yeni teknolojiler ve doğaya dayalı çözümler, hepimizin daha temiz ve daha dayanıklı bir dünyaya kavuşmasını sağlayabilir. Hükümetler, işletmeler, sivil toplum örgütleri ve okullar birlikte çalışırsa insanlar ile gezegen arasındaki uyumun yeniden sağlandığı yeşil bir gelecek yaratabiliriz.

İlginizi Çekebilir

Yükleniyor...
Yükleniyor